BUDA BİZİM ŞEHİR SELAHATTİN ŞENELT

BUDA BİZİM ŞEHİR

SELAHATTİN ŞENELT

İş saatlerinden artakalan dinlenme zamanları içinde fırsat düştükçe çalışarak hazırlanmış ve bir buçuk aylık bir mesaiye sığdırılmış bulunan bu küçük kitabın okuyucu üzerinde ne gibi bir tesir uyandıracağını önceden kestirmek benim için biraz güçtür. (Bizim Köy) adlı esere bir nazire olarak hazırlanmak hevesiyle kaleme alınmış olan bu kitapta; kısa bir çalışma süresi içinde meydana getirilmiş olmaktan mütevellit pek çok noksanlar ve hatalar bulunacağında şüphem yoktur. Gerçekten: Bir kısım okuyucular, kitabın üslup ve şekli üzerinde durarak, ifadeyi noksan veya mübalağalı bulacakları gibi; bir kısım okuyucular da fikirleri mübalağalı veya noksan bulacaklardır. Fikir güzel, ifade mübalağalı, ifade noksan fikir mübalağalı diyecek olan çeşitli görüşlere sahip okuyucularıma, önceden şu ciheti belirtmek isterim. Bu kitapçık her şeyden önce sanat endişesiyle kaleme alınmış olmaktan uzak, iddiasız bir kitap olmak iddiasındadır. Yegâne vasfı, iyi niyetle yazılmış ve müşterek dertlerimizi hedef tutmuş olmasıdır. Asırlardan beri maddi bakımdan ihmale uğratılmış bulunan memleketimizin moral bakımdan da nasıl ve ne derece geride bırakıldığını ve bu cihetlerin bilhassa şehirde, köyünde maddi harabisine mukabil şehrin manevi harabiye uğratıldığını göstermek ve bilinen hakikatleri gözler önüne serebilmek düşüncesinden başka bir maksadı bulunmadığını ve böylece yaranın açılıp teşhis edilmedikçe ilacı bulunup tedavi edilemeyeceği düşüncesinden hareket edildiğini de belirtmeliyim. Düne kadar köylerimizin teknik terakkiden mahrum atıl ve batıl bir surette tamamıyla tabiata terk edilerek, nasıl bir ihmale kurban gittiğini (Bizim Köy) den bütün açıklığıyla öğrenmiş bulunuyoruz. Şehirlerimizin de medeni gelişme cehdine paralel olarak din, ahlak, adet ve anane gibi; kültürel faktörlerden mahrum bir hale doğru götürülmüş bulunmasının akla gelen çeşitli misallerini vermek suretiyle manevi bakımdan uğradığımız ihmali (Bizim Şehir) de göstermeğe çalıştım.