0
Ara Detaylı Arama

ÜNİVERSİTE PROBLEMİ MÜMTAZ TURHAN

HEMEN AL

28,71 TL x 3 Taksit

80,00 TL80,00 TRY

Adet

- +

Satıştaki Adet

1
Hemen Al
Kalan Süre
Gün
0
0
Saat
0
0
Dk
0
0
Sn
0
0

Bu ürünü paylaş:

72 sayfa. 13x19 cm

Türk sosyal psikolog, akademisyen ve İstanbul Üniversitesi Deneysel Psikoloji Kürsüsü Başkanı
Fakir bir ailenin çocuğu olarak, 1908 yılında Erzurum’da doğdu. Babasının adı Şerif, annesinin adı ise Cevriye idi. Fakat içinde çocuk yaşlarından itibaren büyük bir okuma aşkı ve gayreti yatıyordu. 1924’de Kayseri Sultanîsi’nin (lise) ilk ve orta kısımlarını, 1927’de de Bursa Lisesi’nden naklen geldiği Ankara Lisesi’ni bitirdi. 1928-1935 yılları arasında toplam yedi yıl Almanya’da kaldı. Berlin ve Frankfurt Üniversiteleri’ni bitirdi. Bu sonucu üniversitede 1935’de doktorasını verdi. Ertesi yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne asistan olarak girdi. 1939’da doçent oldu. 1944’de İngiltere’ye gitti. 1952’de Tecrübî Psikoloji Kürsüsü profesörlüğüne yükseldi. 1949-1951 yılları arasında Birleşmiş Milletler Sosyal Komisyonu’nda Türkiye temsilcisi olarak çalıştı. Diyarbakır 1921 doğumlu Mevhibe (Öğel) Hanım’la evlendi. Nesrin (1946) ve Fügen (1951) adında iki kızları vardı. Almanca, İngilizce ve Fransızca gibi iki büyük Batı dilini bütün nüansları ile bilirdi.

Misyonu

Türkiye'de Tecrübi Psikoloji kürsüsünü kuran büyük bilgin. Bilime büyük hizmetler vermiş olan Prof. Dr. Mümtaz Turhan, komünist ve sosyalist görüşlerin ütopyadan ibaret olduğunu savunduğu için basından fazla ilgi görmemişti. Mümtaz Turhan, pek kısır olan son çağ Türk düşüncesinin birkaç önemli kilometre taşından biridir. Turhan, Türkler’in Doğu medeniyetinden Batı Medeniyeti’ne taşıdığı değerleri çok iyi yorumlamıştır.
Türkiye’nin kalkınması ve yükselmesi için yaşayan, fikir üreten, eserler yazan ve yayınlayan, adam yetiştiren büyük bir Türk milliyetçisi olan bu büyük alimimizi 60 yaşında iken 1969’da kaybettik. Onun emsalsiz eserleri bu arada “Atatürk İlkeleri ve Kalkınma” adlı eseri Türk devlet adamlarına ve Türk Milleti’ne bir siyasî vasiyet gibidir. Bu eserindeki temel görüşler ve düşünceler Türkiye’nin kalkınması ve yükselmesi yolunda verilmiş bir cihat gibidir. Ölümü üzerine yazdığım bir yazıda Fikret’in bir beyitini tekrar etmiştim:
“Öyle bir nehr–i muazzam gibi cuş etmişsin, Fakat eyvah, çorak yerde akıp gitmişsin!
Sana bir başka zaman başka diyar, lazımdı, Sana bir alem–i lahut nişan lazımdı...”
O aynı zamanda yaşadığı yıllarda büyük bir sessizlik içinde eserler ve fikirler ürettiği için hiçbir zaman kıymeti bilinmemiş bir büyük deha idi. Türk Milleti’nin ve Türk devletinin fikirlerinden gerektiği gibi faydalanamadığına tarih şahiddir. O kadar “merdümgiriz” bir hayatı vardı ki öldüğünde gazetelerde ölüm haberi bile üç gazetenin son sahifelerinde küçük bir haber olarak geçmişti.
Bazı eserleri Almanca ve İngilizce gibi dillere de çevrilmiştir. En ünlü eseri (Batı ülkelerinde bile emsali nadirdir) önce İngilizcesi yayınlandıktan sonra Türkçe ilk baskısı 1951’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayınları arasında çıkan “Kültür Değişmeleri”dir. Maarifimizin Ana Davaları ve Sazı Hal Çareleri, Garblılaşma’nın Neresindeyiz?, Üniversite Problemi, Toprak Reformu ve Köy Kalkınması ve son önemli eseri (ki Türk Milleti’ne ve Türk devlet adamlarına bir siyasetname ve bir millî vasiyet gibidir) Atatürk İlkeleri ve Kalkınma: Sosyal Psikoloji Bakamından Bir tetkik (1965).
Henüz kitaplaşmamış pek çok makalesi, konferans metinleri de bulunmaktadır. Adına adanmış özel sayılar ve armağan kitaplarında geniş bibliyografyası neşredilmiştir.
Rahmetli büyük bilginimizin ölümünden hemen sonra Hayat Tarih Mecmuası’nda yapılan bir değerlendirmede şu satırlar vardır:
“... Mümtaz Turhan, pek kısır olan son çağ Türk düşüncesinin birkaç şahsiyetinden biridir. Türkiye’nin ve Türk toplumunun Doğu medeniyetinden Batı medeniyetine geçme çabası ve bu çabanın tarihî tahlili üzerinde yapılan ilk ciddî deneme olan ve yazarın şaheseri sayılan “Kültür Değişmeleri’nden sonra, gittikçe daha aktüel mevzuları işledi. Çağdaş medeniyet seviyesine çıkabilmemiz için lazım gelen şartlar üzerinde çalıştı. Ölüm/kalım davamız olan bu kalkınma meselesinde, hayale olduğu kadar ümitsizliğe de yer vermeden, tamamen ilmî ve gerçekçi incelemeler yaptı. Henüz altmış yaşında kaybettiğimiz Mümtaz Turhan, fikrî ortamın lise seviyesinde yazılarla nadiren demagoji ve polemik olmaktan çıkabildiği Türkiye’de, bir yıldız gibi parladı. Son aylarda Millî Eğitim Bakanlığı’nda Sosyal Bilimler Komisyonu Başkanı ve bu sıfatla Bin Temel Eser Kurulu üyesi olarak çalıştı (Bu dizideki en güzel ve sağlam eserlerden birisi de onun Kültür Değişmeleri eserinin yeni baskısıdır). Türk ilminin ilmi şeref ve haysiyetini temsil eden bir sima oldu. Ucuz şöhrete iltifat etmedi. Nadir ilim ve fikir adamlarımızdan biriydi.
Bütün bu vasıfları ile Prof. Dr. Mümtaz Turhan, asla layık olduğu anlayışlı çevreyi bulamadı. Böyle bir şahsiyeti değerlendirebildiğimizi iddia edemeyiz. Birinci sınıf ve yüksek tirajlı gazeteler kendisine sütunlarını kapamışlardı. Çünkü solcu değildi.
Kalkınma mevzuunda parlak ve kolay yol göstermediği için kendisinden çekinen hükümetler, fikrî seviyesinden ürken ve eserlerini kıskanan ilmî çevreler oldul Cazip şöhretlere sayfa sayfa mersiyeler yazılan basınımızda da Mümtaz Turhan’ın pek vakitsiz ufûlü, layık olduğu akisleri yapmadı. Ölüm haberini yalnız bir, iki gazete, son sayfalrında verdiler. Türk Milleti’nin bir Prof. Turhan daha yetiştirmesi kolay olmayacaktır. Mümtaz Turhan gibi değerlerimiz varsa bunların çoğu mütevazı ve istemesini hiç bilmeyen, yaygaradan ve reklamdan nefret eden insanlardır. Ancak bu insanları değerlendirmeyi, onlardan şöyle böyle değil de, kapasiteleri nisbetinde faydalanmayı öğrenmedikçe, Türk devleti için gerçek kalkınma, ufukların ötesinde kalacaktır!
Temel eserleri dışında pek çok ve hacımlı tercümeleri de bulunan Mümtaz Bey’den sonra kürsü başkanlığına gelen ve onun yetiştirdiği en değerli alimlerimizden olan Erol Güngör de 45 yaşında aramızdan ayrıldı. (Bu dizinin ileriki seyri içinde ondan da bahsedeceğiz) Bugün aynı kürsü başkanı olan ve Mümtaz Bey’in eski bir arkadaşının, Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık’ın küçük oğlu, İsmail Alev Arık da Mümtaz Turhan’ın yetiştirdiği çok değerli bir bilim adamımızdır..
Mümtaz Bey’in öğrencisi olmak bahtiyarlığına eren kişiler arasında yine genç yaşta, doçent iken yitirdiğimiz Namık Ayvalı da vardır. Onun öğrenciliğinde bulunanlar, Hoca’yı hiçbir zaman unutmazlar, unutamazlar.
0
0
1
7
1

Kişi tarafından görüntülenmiştir.

Listelenen bu ürün satıcının sorumluluğundadır. Satın almadan önce satıcıyla irtibata geçmelisiniz.